Depresyon Bozuklukları

Depresyon bozuklukları; duygudurum yıkıcı düzensizlik bozukluğu, majör depresif bozukluk, kalıcı depresif bozukluk (distimi), adet öncesi gerginlik bozukluğu, madde/ilaç kullanımının yol açtığı depresif bozukluk, başka bir sağlık sorununa bağlı depresif bozukluk, diğer tanımlanmış depresif bozukluklar ve tanımlanmamış depresif bozukluklar gibi türleri kapsar.

Amerikan Psikiyatri Birliği son yayınladığı bu Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nın beşinci baskısı ile “Depresyon Bozuklukları” bölümünü, “Bipolar (İki Uçlu) ve İlişkili Bozukluklar” bölümünden ayrılmıştır.

Bu bozuklukların hepsindeki ortak nokta; kişinin kendini üzgün, boşlukta veya sinirli hissetmesidir. Bu duygu durumuna, kişinin günlük hayatını sürdürme becerisini ciddi şekilde etkileyen bedensel ve düşünsel değişiklikler de eşlik eder. Aralarındaki farklar ise bu durumun süresi, zamanlaması veya varsayılan sebepleri ile ilgilidir.

Çocuklarda bipolar bozukluğun (iki uçlu bozukluk) aşırı teşhis edilmesi ve tedavi edilmesiyle ilgili endişeleri gidermek amacıyla, 12 yaşına kadar olan çocuklar için depresyon bozukluklarına yeni bir tanı eklenmiştir: duygudurum yıkıcı düzensizlik bozukluğu. Bu tanı, sürekli sinirlilik hali ve sık sık aşırı davranışsal kontrol kaybı (şiddetli öfke nöbetleri) yaşayan çocukların durumunu ifade eder. Bu tanının depresyon bozuklukları bölümüne yerleştirilmesinin nedeni, bu belirti desenini gösteren çocukların ergenlik ve yetişkinlik dönemlerine geldiklerinde genellikle bipolar bozukluk yerine, tek uçlu depresyon bozuklukları veya kaygı (anksiyete) bozuklukları geliştirme eğiliminde olmalarıdır.

Majör depresif bozukluk, bu gruptaki bozuklukların en bilinen (klasik) olanıdır. Bu durum, en az 2 hafta süren (ancak çoğu dönem çok daha uzun sürer) belirgin dönemlerle karakterizedir. Bu dönemlerde kişinin duygularında, düşünme biçiminde ve vücudun temel işlevlerinde (uyku, iştah gibi) net değişiklikler görülür ve bu dönemler arasında iyileşme halleri yaşanır. Tek bir döneme dayanarak tanı konulması mümkün olsa da, çoğu vakada bu bozukluk tekrarlayıcı niteliktedir.

Normal üzüntü ve yas tutma halini, büyük bir depresyon döneminden ayırmaya özen gösterilmelidir. Sevilen birinin kaybı (yas) çok büyük acı verebilir, ancak bu durum genellikle tek başına büyük bir depresyon dönemini tetiklemez. Ancak yas ve depresyon bir arada meydana geldiğinde, depresif belirtiler ve günlük yaşamdaki zorluklar, tek başına yas tutan birine göre daha şiddetli olma eğilimindedir ve durumun gidişatı daha kötü olabilir. Yasla ilişkili depresyon, genellikle depresif bozukluklara karşı zaten yatkınlığı olan kişilerde ortaya çıkma eğilimindedir ve iyileşme süreci depresyon tedavileri (antidepresanlar) ile kolaylaşabilir.

Depresyonun daha uzun süren (kronik) bir türü olan kalıcı depresif bozukluk (distimi) tanısı, bu bozuk ruh halinin yetişkinlerde en az 2 yıl, çocuklarda ise en az 1 yıl sürmesi durumunda konulabilir. DSM-5’te yeni olan bu tanı, DSM-4’teki hem kronik majör depresyon hem de distimi tanılarını birleştirir.

Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından yapılan yaklaşık 20 yıllık araştırmalar adet öncesi gerginlik bozukluğunun (premenstrüel disforik bozukluk), yumurtlamadan sonraki bir zamanda başlayan, adetin başlamasından birkaç gün sonra düzelen ve kişinin yaşamını belirgin şekilde etkileyen, tedaviye yanıt veren spesifik bir depresif bozukluk türü olduğunu belirlemişlerdir.

Çok sayıda kötüye kullanılan madde, bazı reçeteli ilaçlar ve çeşitli tıbbi durumlar, depresyona benzer belirtilerle ilişkilendirilebilir. Bu gerçek, madde/ilaç kullanımının yol açtığı depresif bozukluk ve başka bir sağlık sorununa bağlı depresif bozukluk tanılarında dikkate detaylıca ele alınmıştır.