Anksiyete bozuklukları, aşırı korku, aşırı kaygı (anksiyete) ve bunlara bağlı davranış sorunlarını içeren bir grup rahatsızlıktır.
Korku, gerçek veya algılanan yakın bir tehlikeye verilen duygusal tepkidir. Anksiyete (kaygı) ise gelecekte olabilecek bir tehlikeyi beklemektir. Bu iki durum birbiriyle örtüşse de aralarında farklar vardır:
- Korku, daha çok “savaş ya da kaç” tepkisi için gereken ani bedensel uyarılmalar (kalp çarpıntısı, terleme vb.), anlık tehlike düşünceleri ve kaçma davranışları ile,
- Kaygı ise daha çok gelecekteki bir tehlikeye karşı hazırlık amacıyla kas gerginliği, tetikte olma hali ve tedbirli ya da kaçınan davranışlarla bağlantılıdır.
Bazen bu korku veya kaygı düzeyi, korkulan durumdan sürekli uzak durma gibi (yaygın kaçınma davranışları) yoluyla azalabilir.
Panik atak, anksiyete bozuklukları içinde özel bir korku tepkisi türü olarak öne çıkar. Ancak panik ataklar sadece anksiyete bozukluklarına özgü değildir; diğer zihinsel bozukluklarda da (örneğin depresyon veya travma sonrası stres bozukluğu) görülebilir.
Bozuklukların Ayırt Edilmesi
Anksiyete bozuklukları; korku, kaygı veya kaçınma davranışına neden olan nesnelerin veya durumların türüne ve bunlarla ilişkili düşüncelere göre birbirlerinden ayrılır. Bu bozukluklar genellikle bir arada görülme eğiliminde olsalar da, korkulan veya kaçınılan durumların türleri ve bunlara eşlik eden düşüncelerin içeriği yakından incelenerek ayırt edilebilirler.
Anksiyete bozuklukları, gelişimsel olarak normal kabul edilen korku veya kaygıdan, aşırı olmaları veya gelişimsel olarak uygun olan dönemlerin ötesinde devam etmeleriyle ayrılır. Genellikle strese bağlı oluşan geçici korku veya kaygıdan ise kalıcı olmalarıyla (genellikle 6 ay veya daha fazla sürmesi) farklılaşırlar. Ancak bu süre kriteri genel bir rehberdir ve çocuklarda (örneğin ayrılma anksiyetesi ve seçici mutizmde) daha kısa olabilir.
Anksiyete bozukluğu olan kişiler genellikle korktukları veya kaçındıkları durumlardaki tehlikeyi abarttıkları için, korku veya kaygının aşırı ya da orantısız olup olmadığına, kültürel etkenleri de dikkate alarak doktor (klinisyen) karar verir.
Genel Özellikler
Anksiyete bozukluklarının çoğu çocuklukta başlar ve tedavi edilmezse devam etme eğilimindedir. Çoğu, kızlarda erkeklere göre daha sık görülür (yaklaşık 2’ye 1 oranında).
Bir anksiyete bozukluğu tanısı ancak şu durumlarda konulur:
- Belirtiler bir madde veya ilacın fizyolojik etkilerine bağlanamıyorsa.
- Belirtiler başka bir tıbbi duruma (örn. tiroid hastalığı) bağlanamıyorsa.
- Belirtiler başka bir zihinsel bozuklukla (örn. depresyon) daha iyi açıklanamıyorsa.
Bu bölümdeki bozukluklar, tipik başlama yaşlarına göre (gelişimsel olarak) sıralanmıştır:
Anksiyete Bozukluklarının Türleri
Aşağıda, bu bölümde ele alınan anksiyete bozukluklarının kısa tanımları yer almaktadır:
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu
Kişinin, bağlandığı kişilerden (anne, baba, eş vb.) ayrılma konusunda gelişimsel düzeyine uygun olmayan şekilde aşırı korku veya kaygı duymasıdır. Bağlandığı kişilerin başına kötü bir şey gelmesi, onlardan ayrı kalmaya veya uzaklaşmaya (örn. okula gitmeme) karşı isteksizlik, ayrılık temalı kabuslar ve fiziksel sıkıntı belirtileri (karın ağrısı, baş ağrısı) görülür. Belirtiler çocuklukta sık gelişse de, yetişkinlikte de (çocukluk öyküsü olmadan) ifade edilebilir.
Seçici Mutizm (Selektif Mutizm)
Başka durumlarda (örn. evde) konuşmasına rağmen, konuşmasının beklendiği belirli sosyal durumlarda (örn. okul) sürekli olarak konuşamamasıdır. Bu durum, akademik veya mesleki başarıyı ya da sosyal iletişimi önemli ölçüde engeller.
Özgül Fobi
Kişinin belirli nesneler veya durumlar (hayvanlar, yükseklik, uçak, iğne, kan görme vb.) karşısında belirgin bir korku, kaygı duyması veya bunlardan aktif olarak kaçınmasıdır. Korku, kaygı veya kaçınma, neredeyse her zaman fobik durumla karşılaşınca hemen ortaya çıkar, kalıcıdır ve gerçek riskle orantısızdır. Çeşitli türleri vardır: hayvan, doğal çevre, kan-enjeksiyon-yara, durumsal ve diğer durumlar.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi)
Kişinin, başkaları tarafından incelenebileceği sosyal etkileşimler ve durumlardan (yabancılarla tanışma, topluluk önünde konuşma, başkalarının yanında yemek yeme) korkması, kaygılanması veya bunlardan kaçınmasıdır. Temel düşünce, başkaları tarafından olumsuz değerlendirileceği, utandırılacağı, aşağılanacağı, reddedileceği veya başkalarını gücendireceğidir.
Panik Bozukluğu
Kişi tekrarlayan, beklenmedik panik ataklar yaşar. Ayrıca, bu ataklar nedeniyle ya sürekli olarak yeni ataklar geçireceği veya atakların (kalp krizi geçirme, delirme gibi) kötü sonuçları olacağı konusunda endişelenir ya da ataklara bağlı olarak davranışlarında (örn. spor yapmaktan veya bilmediği yerlere gitmekten kaçınmak) belirgin değişiklikler yapar.
- Panik Atak: Dakikalar içinde zirveye ulaşan, fiziksel (çarpıntı, terleme, nefes darlığı, baş dönmesi vb.) ve/veya bilişsel (delirme korkusu, ölüm korkusu, gerçekdışılık hissi) belirtilerin eşlik ettiği ani ve yoğun korku veya sıkıntı dalgalarıdır.
- “Panik Atak” Belirteci: Panik ataklar, anksiyete bozuklukları dışında birçok zihinsel bozuklukta da (depresif bozukluklar, travma sonrası stres bozukluğu vb.) görülebilir ve bu durumlarda ciddiyetin bir göstergesidir. Bu nedenle, “panik ataklı” belirteci, diğer bozukluklar bağlamında ortaya çıkan panik ataklar için kullanılabilir.
Agorafobi
Kişi, aşağıdaki beş durumun iki veya daha fazlasından belirgin şekilde korkar ve kaygılanır:
- Toplu taşıma araçlarını kullanmak (otobüs, tren, uçak vb.).
- Açık alanlarda bulunmak (pazar yeri, otopark, köprü vb.).
- Kapalı yerlerde bulunmak (mağaza, sinema, tiyatro vb.).
- Sıra beklemek veya kalabalıkta olmak.
- Evin dışında tek başına olmak.
Kişi bu durumlardan, panik benzeri belirtiler veya diğer utandırıcı/kısıtlayıcı belirtiler (örn. yaşlılarda düşme korkusu, idrar kaçırma korkusu) yaşaması halinde kaçmanın zor olabileceği veya yardım alamayacağı düşüncesiyle korkar. Bu durumlar sürekli korku veya kaygı yaratır ve genellikle bu durumlardan aktif olarak kaçınılır veya bir refakatçiye (güvenilen bir kişi) ihtiyaç duyulur.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu
Temel özellikleri, kişinin kontrol etmekte zorlandığı, iş ve okul performansı da dahil olmak üzere çeşitli alanlardaki (sağlık, para, aile vb.) sürekli ve aşırı kaygı ve endişedir. Kişi ayrıca huzursuzluk veya gerginlik, kolay yorulma, konsantrasyon güçlüğü veya zihin boşalması, sinirlilik, kas gerginliği ve uyku bozukluğu (uykuya dalamama, sürdürememe) gibi fiziksel belirtiler de yaşar.
Madde/İlaç Kaynaklı Anksiyete Bozukluğu
Bir maddenin kötüye kullanımı (zehirlenme veya yoksunluk) veya bir ilacın (tedavi) neden olduğu belirgin anksiyete veya panik atak durumudur.
Başka Bir Tıbbi Duruma Bağlı Anksiyete Bozukluğu
Anksiyete belirtilerinin, başka bir tıbbi durumun (örn. hipertiroidi, kalp hastalığı) doğrudan fizyolojik sonucu olduğu durumlardır.
Diğer Önemli Noktalar
Her anksiyete bozukluğunun ciddiyetini daha iyi belirlemek ve zaman içindeki değişimi yakalamak için bozukluğa özgü değerlendirme ölçekleri mevcuttur. Bu ölçekler, her bozukluğa özgü davranışsal, bilişsel (düşünsel) ve fiziksel belirtileri değerlendirir.
Anksiyetesi olan kişilerin, olmayanlara göre intihar düşüncelerine sahip olma, intihar girişiminde bulunma ve intihar nedeniyle ölme olasılıkları daha yüksek olabilir. Özellikle Panik Bozukluğu, Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Özgül Fobi, intihar düşüncelerinden intihar girişimine geçişle en güçlü şekilde ilişkili anksiyete bozuklukları olarak tanımlanmıştır.
